ankara pedagoji çocuk psikoloğu
  • Adresimiz

    Dil Devrimi Caddesi No:41 Kat:3 No:6 Etimesgut-Eryaman/ ANKARA

Konuşma Bozukluğu

Merkezimizde Uygulanan Dil, Konuşma Ve Ses Bozuklukları Hizmetleri

  • Gecikmiş dil ve konuşma
  • Kekemelik
  • Fonolojik bozukluklar( Konuşmanın anlaşılırlığının bozukluğu)
  • Artikülasyon bozuklukları ( Konuşma seslerini söylemede bozukluk)
  • Beyin hasarına bağlı dil ve konuşma bozuklukları (Afazi, Apraksi, Dizartri)
  • Ses Bozuklukları (Afoni, Disfoni, Ses şiddeti ve Perde bozuklukları)

 

Gecikmiş Dil Ve Konuşma 

Çocuğun alıcı ve ifade edici dil becerilerinin yaşından beklenen düzeyde olmaması veya gelişme göstermemesi durumuna gecikmiş dil ve konuşma denilir.

Çocuklar ortalama on ikinci ve on sekizinci aylarda ilk kelimeleri söylemeye başlarlar. 2-2,5 yaşındaki çocuklar 20-50 arası kelime konuşabilir ve 3 yaşına doğru iki-üç kelimelik cümleler kurabilirler. 4-5 yaşlarında ise  6-8 sözcüklü cümleler kurarak kendilerini ifade edebilirler. 6 yaştan sonra ise kompleks cümleler kurarak rahatlıkla iletişime geçebilirler. Bu gelişim basamaklarından geride seyreden durumlarda dil ve konuşma gecikmesinden şüphelenilebilir. Bir uzmana danışılarak bir an önce gerekli müdahalelerin yapılması çocuğun yaşıtları ile olan mesafesinin kapatılmasında önemli rol oynamaktadır.

Kekemelik

Kekemelik temel olarak konuşmaya başlamada zorluk, ses, hece, sözcük tekrarları ve uzatmaları, duraklamalar, konuşmanın akıcılığı ve ritminde meydana gelen bozukluklardır.

Çocuklarda genellikle 2-3 yaş civarında başlar ve 5-6 yaş civarında %75’ inde kendiliğinden düzelme görülür. Fakat % 25’ lik kısımda sorun devam eder. Terapi, bu sorun ile başa çıkmada ve akıcı konuşmayı sağlamada en etkili yöntemdir.

Fonolojik Bozukluklar

Bir dildeki en küçük ses birimine fonem adı verilir ve sözcükler bu fonemlerin doğru yerleştirilmesiyle anlamlı bir şekilde ifade edilir. Eğer fonemler doğru yerleştirilemezse konuşma anlaşılırlığı azalır ve böyle bir durumda fonolojik bozukluktan bahsederiz. Kişi hecelerin yerlerini değiştirebilir, bir ses yerine diğerini kullanabilir veya ses ekleyip düşürebilir.

Artikülasyon Bozuklukları 

Yumuşak damak, küçük dil, dil, dişler, dudaklar çene gibi organların düzenli bir şekilde çalışarak konuşma seslerini üretmesine artikülasyon denilir. Bu yapıların herhangi birindeki veya işlevindeki bozukluk ya da yanlış kullanım seslerin doğru çıkarılamamasına neden olur. Artikülasyon ve fonasyon bozukluklarında temel tedavi yaklaşımı; çocuğun sesletemediği konuşma seslerinin tespit edilerek uygun terapi programının oluşturulup uygulanmasıdır.

Beyin Hasarına Bağlı Dil Ve Konuşma Bozuklukları 

Sonradan veya doğuştan herhangi bir nedenle beyinde meydana gelen  hasar sonucunda konuşma merkezinin veya konuşmayı sağlayan organların tutulumuna bağlı olarak oluşan bozukluklardır.

Bunlardan en yaygın olanı afazidir. Afazi herhangi bir beyin hasarına bağlı olarak ve genellikle sol beyin kısmında ortaya çıkar. Çoğu afazi ve ilişkili hasarlar beyin krizine, beyin travmasına, serebral tümörlere ve dejeneratif bozukluklara bağlı olarak ortaya çıkar. Hastalar, konuşma seslerinin üretimini, konuşmanın anlaşılabilme yetisini, tekrarlamayı, sözcük adlandırmayı, okumayı veya yazmayı kaybedebilirler.

Afazili hastalarda dil ve konuşma terapisinin ilk adımı hastanın oldukça ayrıntılı olarak değerlendirilmesidir. Dilin her bileşeninin tek tek ve her açıdan test edilmesi gerekir. Değerlendirme spontan konuşma, adlandırma, tekrarlama, işitsel anlama , konuşma üretimi, okuma yazma gibi dile ait bilgi toplanacak tüm modülleri kapsamalıdır ( Maviş, 2007).

Ses Bozuklukları 

En genel ifadeyle sesin normalden farklı çıkması anlamına gelir. Sesin bozulmasına disfoni, tam kaybına da afoni denir. Sesin üretildiği organlardaki rahatsızlıklar, kötü kullanım, sigara, üst solunum yolu hastalıkları, kötü çalışma ortamları vb. gibi nedenlerle seste kısılma, çatallaşma ve ses şiddeti dengesizlikleri meydana gelebilir.

Ses terapisi, ses problemlerinin tamamında kullanılabilecek bir tedavi yöntemdir. Hedef sesin bulunarak sesin davranışsal yöntemlerle değiştirilmesi amaçlanır. Ses terapisine başlamadan önce ses probleminin altında yatan nedeni belirlemek çok önemlidir. Bu amaçla ses analizinin yapılması ve ses tellerinin videolarının gostroboskopi ile değerlendirilmesi gereklidir. Elde edilen bulgular kulak burun boğaz uzmanı ve ses terapisti ile birlikte değerlendirilmeli ve terapi amaçları belirlenmelidir.

Dilin bir başka özelliği de dil ve kritik yaş ilişkisidir. Dünyadaki bütün çocuklar, kendi dillerini 2-5 yaşları arasında öğrenir. Araştırmalara göre insanların, eşit dil yeteneği ile doğsalar bile gelişimleri için gerekli ses uyarımlarını alamadıklarında (işitme engelli doğanlarda olduğu gibi) dil yeteneklerinin köreldiği görülmüştür. Konuşmanın olmadığı bir ortamda çocuğun konuşmayı öğrenemediği ortaya çıkmıştır. Dil ve yaş, birbiriyle yakından ilişkili iki kavramdır. Çocuktan çocuğa farklılık göstermekle birlikte dünyadaki bütün çocuklar, ana dillerini 2-5 yaş arasında öğrenirler. Yapılan araştırmalar dil yeteneğinden bağımsız olarak gerekli ses uyaranını alamayan çocukların dil yeteneğinin köreldiğini göstermiştir. Sesin veya konuşmanın olmadığı bir ortamda bulunan çocuğun konuşmayı öğrenememesi mümkündür.

 

Dil, konuşma ve ses bozuklukları farklı nedenlere bağlı olarak, her yaştan insanı çeşitli derecelerde etkileyebilen problemlerdir. Çoğunluğu erken çocukluk döneminde ortaya çıktığı için müdahalenin de bu dönemde yapılması tedavi etkinliği için önem arz etmektedir. Gecikmiş konuşma, artikülasyon ve fonolojik bozukluklar, kekemelik, hızlı-bozuk konuşma, afazi, dizartri, kronik ses kısıklıkları… bu sorunlardan bazılarıdır. Problemin doğru tespit edilip, uygun terapinin alanında yetkin terapistlerce verilmesi ile bu sorunların üstesinden gelinmektedir.

En genel ifadeyle sesin normalden farklı çıkması anlamına gelir. Sesin bozulmasına disfoni, tam kaybına da afoni denir. Sesin üretildiği organlardaki rahatsızlıklar, kötü kullanım, sigara, üst solunum yolu hastalıkları, kötü çalışma ortamları vb. gibi nedenlerle seste kısılma, çatallaşma ve ses şiddeti dengesizlikleri meydana gelebilir. Ses terapisi, ses problemlerinin tedavisinde kullanılabilecek bir tedavi yöntemdir. Hedef sesin bulunarak sesin davranışsal yöntemlerle değiştirilmesi amaçlanır. Ses terapisine başlamadan önce mutlaka KBB uzmanı bir tıp doktorunun muayenesi gereklidir. Sonrasında ise konuşma ve ses bozuklukları uzmanı tarafından terapi amaçları belirlenip uygulama yapılmaktadır. Bu amaçla ses analizinin yapılması ve ses tellerinin videolarının gostroboskopi ile değerlendirilmesi gereklidir. Elde edilen bulgular kulak burun boğaz uzmanı ve ses terapisti ile birlikte değerlendirilmeli ve terapi amaçları belirlenmelidir.

Kekemelik temel olarak konuşmaya başlamada zorluk, ses, hece, sözcük tekrarları ve uzatmaları, konuşmada duraklamalar, konuşmanın akıcılığında ve ritminde meydana gelen bozukluklar olarak tanımlanabilir. Genellikle 2-3 yaş civarında başlar ve 5-6 yaş civarında çocukların yüzde yetmiş beşinde kendiliğinden düzelme görülmesi mümkündür. Fakat yüzde yirmi beşlik kısımda sorun devam eder. Terapi, bu sorun ile başa çıkmada ve akıcı konuşmayı sağlamada tercih edilmesi gereken en etkili yöntemdir.